Depremzede kadınların yaşam azmi
Wan'da meydana gelen depremde mağdur olan halk yaralarını sarmaya çalışırken, hiç kuşkusuz en büyük travmayı kadın ve çocuklar yaşıyor. Büyük bir yıkımla sarsılan Wanlılar, ağır kış koşullarına rağmen kendi çabalarıyla ayakta kalma mücadelesi veriyor. Van Belediyesi Kadın Danışma Merkezi'nin (VAKASUM) sahada yaptığı araştırma ise, eşleri cezaevinde olan ve eşlerinden boşanan kadınların yalnız başına verdiği mücadele azmini gözler önüne serdi. VAKASUM, deprem sonrası sahada yaptığı çalışmalarda bin 200 kadınla birebir görüşürken, 3 bin kadına gıda, giyim başta olmak üzere çeşitli yardımlarda bulundu. 80 kadına da psikolojik destek verilen çalışmalarda ortaya çıkan en önemli tespit ise, eşlerinden boşanan ve eşleri cezaevinde olan kadınların yaşam azmi oldu. 9 kadına çadır yardımı yapan VAKASUM, tespit ettiği diğer kadınlara ise çeşitli yardımlarda bulundu. Kadınların, yaşadıkları trajediye rağmen verdikleri yaşam mücadelesi takdire değer.
Eşine de bakmak zorunda
5 çocuk annesi Hazal Hitit'in eşi depremden 3 ay önce "KCK" adı altında yürütülen operasyonlarda gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Eşi tutuklandıktan sonra 5 çocuğu ile yaşama sarılan Hitit, 23 Ekim 2011 günü meydana gelen depremle ikinci bir şoku yaşadı. Depremde tek katlı evi kullanılmaz hale gelen Hitit, evinin bahçesinde yakınlarının yaptığı yardım ile bir çadır kurdu. Ancak bir ay çadırda yaşayan Hitit, hırsızlık olaylarından korktuğu için hasarlı olan evine girmek zorunda kaldı. Evin salonunda 5 çocuğu ile yaşayan Hitit, diğer taraftan Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan eşine bakmak zorunda. Deprem sonrası yaşam koşulları artık daha da zorlaşan Hitit, 16 yaşındaki büyük çocuğunu okuldan almak zorunda kaldı. Hitit, içinde bulundukları koşulları şöyle aktardı: "Hiç bir gelirim yok. Yapılan yardımlar ile ayakta kalabiliyoruz. Büyük oğlumu okuldan almak zorunda kaldım. Tek gelirimiz ise onun günlük olarak kazandığı 10 TL'dir. Depremden sonra devletin hiçbir yardımı olmadı. Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından birtakım yardımlar yapıldı. Bir yandan çocuklarımla ayakta kalma mücadelesi verirken, diğer taraftan da cezaevindeki eşime bakmak zorundayım. İçinde bulunduğumuz durum çok zor. Yardımda bulunmaları için VAKASUM'a başvurdum. İsmimi aldılar. Çadır ya da konteynır vermelerini istedim. Bekliyoruz."
Çadırı yangında kül oldu
13 yıl önce trafik kazasında eşini kaybeden 5 çocuk annesi Serap Demir ise, depreme 4 çocuğu ile tek katlı toprak evinde yakalandı. Depremin ardından kayınlarının yaptığı yardım ile evin bahçesinde çadır kuran Demir'in çadırı sobadan dolayı yandı. Şans eseri yangında can kaybı yaşanmazken Demir, yangından sonra 4 çocuğu ile kullanılmaz haldeki evine tekrar yerleşti. Hiçbir geliri olmayan Demir'e BDP'liler gıda, giyim ve çadır yardımında bulundu. İlk çadırının yanmasına rağmen başka çaresi olmayan Demir, ikinci çadırda soba ile ısınmak zorunda. Yangın tehlikesine rağmen başka çaresi olmadığını dile getiren Demir, "Benim hiçbir gelirim yok. Yakın dostlarımın yaptığı yardım ile geçiniyoruz. Valiliğe bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından son bir yıldır ayda 250 TL para ve 50 TL'lik gıda yardımı yapılıyor. Ancak geçen ay gittiğimde vakıf müdürü bana 'bu son yardım olabilir' dedi. Nedenini sorduğumda ise cevap vermedi. Şimdi çocuklarımla bu çadırda kalıyorum. Yangın çıkma riski olduğu halde başka çarem olmadığı için tekrar soba kurdum" şeklinde konuştu.
ZUHAL TEKİNER/PINAR URAL - DİHA
Kurmeşli gençler Wiesbaden de ikinci buluşmasını gerçekleştirdiler. .jpg)


5-6 Ekim'de Galatasaray Üniversitesi'nde yapılması planlanan Sebahat Tuncel'in de konuşmacı olduğu
Cumartesi anneleri/insanları, 389. haftada, Devrimci 78'liler Federasyonu tarafından 3 Eylül'de açılan 12 Eylül Utanç Müzesini ziyaret etmek için Ankara'da bir araya geldi.
"Böyle bir hilkati garibenin bırakın dediklerini, ismini bile kaile ve kaleme almak yakışır mı? Ona cevap vermek için harcayacağım zamana, emeğe değer mi?" diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi... Ama böyle bir rezilliğin cevabı da olmalı, kadın köşe yazarlarına baktım da pek bir kaile almamışlar bu fakiri ruhiyeyi! Ancak bu akıl ve ruh yoksunu dişi müsveddesine, bir kadın, bir anne, bir Kürd olarak, cevap vermezsem de kıvranacağım.
Roboski’de kaza yapan askerlerin yardımına koşan katliam mağduru Roboskililer, o anı anlattı. Katliamda oğlunu kaybeden Emine Ürek, ‘Yerde yatan asker bana bakıp ‘anne’ diye bağırınca koştum, elini tuttum. Ölmemesi için dua ettim” dedi. Medya ve bazı çevrelerin bu yardım eline şaşmasına da Emine Ürek şu yanıtı verdi: “Bizim çocuklarımız bombalandığı zaman bizim yardımımıza gelmediler ama bizler onların yardımına koştuk. Bizimki anne yüreği” dedi.
Yargıtay’ın, "Sosyalist Gençlik Derneği’nin MLKP/KGÖ ile organik bir ilişkisi tespit edilememiştir” kararı bulunmasına karşın, Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde yaklaşık 3 yıldır tutuklu bulunan Balıkesir Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi Uğur Ok, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
